İşyerimi bazen çok seviyorum. Çünkü merak ettiğim bir şeyi
izlemek için vakit bulabiliyorum. Bu gün de o günlerden biri. Daha önce
defalarca izleme girişiminde bulunup bir türlü izleyemediğim bunun içinde
kendimi yiyip bitirdiğim Çöplük (Westa Land) belgeselini sonunda izleyebildim.
İzler izlemezde mutlaka izlenmesi gereken belgeseller listeme dahil ettim.
Belgeselden önce bu belgeselin yapımına vesile olan
Vik Muniz’in sanatla kesişen ilginç hikayesinden biraz bahsetmek istiyorum: 1961’de
Brezilya’nın Rio kentinde dünyaya gelen sanatçının bir gün bir magazin dergisi
almasıyla başlıyor her şey. Bu derginin içindeki fotoğrafları çok beğenen
sanatçı kısa zaman sonra bu dergiyi kaybediyor ve aklında kalanlarla dergide
yer alan fotoğrafları resmediyor. Bu çalışmasından da bir ödül kazanıyor. Ödül
gecesine gittiği gün hayatında ilk kez smokin kiralıyor. Gecenin sonunda kendi
gibi smokinli iki adamı kavga ederken görüp ayırmaya çalışıyor. Adamlardan biri
yanlışlıkla Muniz’i vuruyor. Olay sonrasında Muniz’i yaralayan adam, kendisinden
şikayetçi olmasın diye Muniz’e bir miktar para veriyor. Aldığı bu para ile 1983
senesinde Amerika’ya gelen Muniz kariyerindeki büyük değişimi başlatmış oluyor.
Muniz eserlerinde her türlü materyelden faydalanabiliyor.(Pamuk,
şeker,ip,çikolata, endüstriyel malzemeler vb.) En dikkat çekici çalışmalarından
biri olan "Şeker Çocuklar" sergisi Karayipler’de şeker işletmesinde
çalışan bir grup çocuğun fotoğraflarından oluşur. Bu eserler siyah kağıt
üzerine toz şekerle yapılmış portrelerdir. Sanatçının bu çalışması da çok
başarılı ve çok insancıl bir çalışmadır ama benim bugün asıl değinmek istediğim
Lucy Walker tarafından belgeselleştirilen Çöplük adlı çalışmasıdır. Sanatçı "Westa
Land" adını verdiği projesinde dünyanın en büyük çöplüğü olarak bilinen
Rio de Janeiro yakınlarındaki Jardim Gramacho’da çalışan çöp toplayıcılarının diğer
adıyla “Catadorların” portrelerini yapar. Amacı elde ettiği geliri yine onlar
için harcamaktır.
Buranın kendine ait bir sistemi vardır. Dışarıdan
bakıldığında oldukça kapalı ve pis bir dünya gibi görünse de Vik Muniz samimi
tavırları sayesinde Catador’ların saf ve onurlu hayatlarına kendisini kabul
ettirmeyi başarır. Catador’lardan topladığı geri dönüşüme uygun atıklardan yine
Catador’ların kendi portrelerini yapar. Bunu yaparken portre sahipleri de
Muniz’e yardımcı olur.
Portreler tamamlandıktan sonra müzayede zamanı
geldiğinde Muniz, Çöpçülerin kooperatif başkanı, 32 yaşındaki Tiao’yu Londra’ya
götürmeye karar verir. Bu tavrı nedeniyle de eşiyle tartışma içine girer: Eşine
göre bu insanlara asla ulaşamayacakları bir hayatı göstermek doğru değildir.
Muniz ise tam tersi bir görüş içindedir. Ona göre bu insanlara hiç şans
vermemek yanlış olandır. Sonuçta müzayedeye Tiao ile birlikte giderler. Ve
Tiao’nun tablosu beklediklerinden çok daha iyi bir fiyata satılır. Bu durum
Tiao’yu inanılmaz mutlu kılar. Çünkü Tiao bu sergiden gelecek parayı dernekleri
için harcamayı planlamaktadır. Belgeselde Tiao gibi bu sergiye can veren pek
çok karakterinde yaşamlarından izler sunuluyor. Her bir hikayede ayrı ayrı
etkiliyor insanı...
Belgeselin en özel
yanıysa bir sanat projesinin oluşum aşamalarını izleme şansı sunması. Bir
sanatçı 3 yıl sürecek bir çalışma içine giriyor ve eserler ortaya çıktığında
bunların nasıl oluştuğunu, bu eserler için nasıl çaba sarf edildiğini,
eserlerde yer alan Catador’ların neler yaşadığını da görebiliyorsunuz. Bu da
ortaya çıkan her tabloya çok daha farklı bir gözle bakmanızı sağlıyor. Belgeseli
izlerken Vik Muniz, "Sanat insanı
değiştirebilir mi?" diye soruyor izleyiciye. Belgesel bittiğinde siz de bu
soruya cevap veriyorsunuz: Evet, Kesinlikle Evet...
Son olarak Sergi benim
gibi pek çok sanatseveri de etkilemiş olacak ki; 2010 Berlin İnsan Hakları
Ödülü, Panorama-İzleyici Ödülleri,2010 Seattle En İyi Belgesel Ödülü,2010
Sundance İzleyici Ödülü gibi pek çok ödül alarak hak ettiği başarısını da
taçlandırmış oldu. Bana da söyleyebilecek tek bir cümle kaldı:
"Herkesin
yüreğine dokunacak, film tadında bu belgeselin çok daha fazla kişiye ulaşması
temennisiyle…" ŞİMDİDEN İYİ SEYİRLER!!