Ocak 30, 2013

Westa Land (Çöplük) - Vik Muniz

İşyerimi bazen çok seviyorum. Çünkü merak ettiğim bir şeyi izlemek için vakit bulabiliyorum. Bu gün de o günlerden biri. Daha önce defalarca izleme girişiminde bulunup bir türlü izleyemediğim bunun içinde kendimi yiyip bitirdiğim Çöplük (Westa Land) belgeselini sonunda izleyebildim. İzler izlemezde mutlaka izlenmesi gereken belgeseller listeme dahil ettim.

Belgeselden önce bu belgeselin yapımına vesile olan Vik Muniz’in sanatla kesişen ilginç hikayesinden biraz bahsetmek istiyorum: 1961’de Brezilya’nın Rio kentinde dünyaya gelen sanatçının bir gün bir magazin dergisi almasıyla başlıyor her şey. Bu derginin içindeki fotoğrafları çok beğenen sanatçı kısa zaman sonra bu dergiyi kaybediyor ve aklında kalanlarla dergide yer alan fotoğrafları resmediyor. Bu çalışmasından da bir ödül kazanıyor. Ödül gecesine gittiği gün hayatında ilk kez smokin kiralıyor. Gecenin sonunda kendi gibi smokinli iki adamı kavga ederken görüp ayırmaya çalışıyor. Adamlardan biri yanlışlıkla Muniz’i vuruyor. Olay sonrasında Muniz’i yaralayan adam, kendisinden şikayetçi olmasın diye Muniz’e bir miktar para veriyor. Aldığı bu para ile 1983 senesinde Amerika’ya gelen Muniz kariyerindeki büyük değişimi başlatmış oluyor.
Muniz eserlerinde her türlü materyelden faydalanabiliyor.(Pamuk, şeker,ip,çikolata, endüstriyel malzemeler vb.) En dikkat çekici çalışmalarından biri olan "Şeker Çocuklar" sergisi Karayipler’de şeker işletmesinde çalışan bir grup çocuğun fotoğraflarından oluşur. Bu eserler siyah kağıt üzerine toz şekerle yapılmış portrelerdir. Sanatçının bu çalışması da çok başarılı ve çok insancıl bir çalışmadır ama benim bugün asıl değinmek istediğim Lucy Walker tarafından belgeselleştirilen Çöplük adlı çalışmasıdır. Sanatçı "Westa Land" adını verdiği projesinde dünyanın en büyük çöplüğü olarak bilinen Rio de Janeiro yakınlarındaki Jardim Gramacho’da çalışan çöp toplayıcılarının diğer adıyla “Catadorların” portrelerini yapar. Amacı elde ettiği geliri yine onlar için harcamaktır.
Buranın kendine ait bir sistemi vardır. Dışarıdan bakıldığında oldukça kapalı ve pis bir dünya gibi görünse de Vik Muniz samimi tavırları sayesinde Catador’ların saf ve onurlu hayatlarına kendisini kabul ettirmeyi başarır. Catador’lardan topladığı geri dönüşüme uygun atıklardan yine Catador’ların kendi portrelerini yapar. Bunu yaparken portre sahipleri de Muniz’e yardımcı olur.
Portreler tamamlandıktan sonra müzayede zamanı geldiğinde Muniz, Çöpçülerin kooperatif başkanı, 32 yaşındaki Tiao’yu Londra’ya götürmeye karar verir. Bu tavrı nedeniyle de eşiyle tartışma içine girer: Eşine göre bu insanlara asla ulaşamayacakları bir hayatı göstermek doğru değildir. Muniz ise tam tersi bir görüş içindedir. Ona göre bu insanlara hiç şans vermemek yanlış olandır. Sonuçta müzayedeye Tiao ile birlikte giderler. Ve Tiao’nun tablosu beklediklerinden çok daha iyi bir fiyata satılır. Bu durum Tiao’yu inanılmaz mutlu kılar. Çünkü Tiao bu sergiden gelecek parayı dernekleri için harcamayı planlamaktadır. Belgeselde Tiao gibi bu sergiye can veren pek çok karakterinde yaşamlarından izler sunuluyor. Her bir hikayede ayrı ayrı etkiliyor insanı...

Belgeselin en özel yanıysa bir sanat projesinin oluşum aşamalarını izleme şansı sunması. Bir sanatçı 3 yıl sürecek bir çalışma içine giriyor ve eserler ortaya çıktığında bunların nasıl oluştuğunu, bu eserler için nasıl çaba sarf edildiğini, eserlerde yer alan Catador’ların neler yaşadığını da görebiliyorsunuz. Bu da ortaya çıkan her tabloya çok daha farklı bir gözle bakmanızı sağlıyor. Belgeseli izlerken  Vik Muniz, "Sanat insanı değiştirebilir mi?" diye soruyor izleyiciye. Belgesel bittiğinde siz de bu soruya cevap veriyorsunuz: Evet, Kesinlikle Evet...
Son olarak Sergi benim gibi pek çok sanatseveri de etkilemiş olacak ki; 2010 Berlin İnsan Hakları Ödülü, Panorama-İzleyici Ödülleri,2010 Seattle En İyi Belgesel Ödülü,2010 Sundance İzleyici Ödülü gibi pek çok ödül alarak hak ettiği başarısını da taçlandırmış oldu. Bana da söyleyebilecek tek bir cümle kaldı:
"Herkesin yüreğine dokunacak, film tadında bu belgeselin çok daha fazla kişiye ulaşması temennisiyle…" ŞİMDİDEN İYİ SEYİRLER!!





Hiç yorum yok :

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...