Ve bir kitap daha biter. Büyük birşehirde oturuyorsan işe gitmek için uzun mesafe kat etmek okumak için inanılmaz bir fırsat. Benim de günde üç araç değiştirdiğim düşünülürse (araba, metro, otobüs) ben bu fırsatı sadece metroda yakalayabiliyorum. Gerçi ben okumak için fırsat bekleyenlerden değil; fırsat yaratanlardanım. :) Kitap okumak hayatta en vazgeçilmez gereğim. Bir de sevmişsem okuduğum kitabı (sevmişsem dedim çünkü sevmesem de garip bir psikoloji ile elimdeki kitabı bitirmek zorunda hissediyorum) bitene kadar o hayatta yaşamaya başlıyorum.
Bu mesajı her aldığımda ben de herkes gibi söz veririm: "Artık ertelemek yok, ölmeyeceğim mi, yaşayacağım en fazla bir ömür diye…" İçimden Kişisel Gelişim Uzmanı çıkar biranda. Aklıma bir dolu güzel söz gelir: yaşamak güzel, kuşlar güzel… Fakat tam da bu anlarda pat diye bir şey olur, en olmayacak şey başına gelir, işyerinde bir hata yaparsın mesela, o hata seni sabaha kadar uyutmaz, gerim gerim gerinirsin. Ya da bir komşundur canını sıkan, bazen de en yakının üzer seni. Sen de yenik düşersin canını sıkan olaylara.. İçindeki Polyanacı felsefe yavaş yavaş yok olmaya başlar. Ne yaparsan yap olmuyor bazen diye söylenip en başa dönersin.. Kitabın ana fikri de bir balon misali patlayıverir o anda, içindeki Kişisel Gelişim Uzmanı da bomba patladı sanıp ölüverir… :((
Hiç yorum yok :
Yorum Gönder