Mart 12, 2013

TÜM ÇOCUKLAR ÖZELDİR

 
Yağmurun yağsam mı yoksa yağmasam mı diye uzun saatler düşünüp bu kararsızlık zamanlarında bulutlarını Ankara’nın üstüne indirdiğinde; benim ruhumda bulutlanır. Bu bulutlanmanın yerini güneşe bırakması için en kestirme çözümüm ise, elime kahvemi alıp seçtiğim filmi bir başıma izlemektir. Bugün de o günlerden biriydi. Ben ise seçimimi bir Bollywood filmi olan  "Yerdeki Yıldızlar /Tüm Çocuklar Özeldir" den yana kullandım. 2 saat 40 dakika süren film bittiğinde, hem epey süre etkisinden çıkamadım hem de kendime çok kızdım:  Neden bu kadar geç kalmışım bu filmi izlemek için diye.. Nasıl gözden kaçırmışım bunca zaman. Oysa en etkilendiğim tarzlardan biridir küçük bir çocuğun dünyasından, onun gözünden verilen hikayeler. Konu da bizim ülkemizde de görülen, yabancı olmadığımız bir konu olunca etkisinden uzun süre çıkamamak çok normal bir süreçtir benim için.

“Yerdeki Yıldızlar”, eğitim sorunlarının ele alındığı bir film. Aamir Khan’ın yönettiği ve oynadığı filmin başkahramanı Ishaan Awasthi ( Darsheel Safary), disleksi (öğrenme bozukluğu). sorunu olan bir çocuktur. Harfleri ve kelimeleri kavramakta zorluk çeken küçük bir çocuğun; öğretmenleri, ailesi, arkadaşları tarafından anlaşılmamasının verdiği acıyla gittikçe içine kapanmasının iç burkan kareleriyle başlar film. 3. sınıfta olmasına rağmen okuma ve yazmayı hala bilmeyen zeki bir çocuktur Ishaan. Evet, okuma-yazma bilmeyen zeki bir çocuk. Öğretmenleri ezberci metotlarıyla Ishaan'a verdikleri eğitimden kısa sürede bir sonuç alamayınca onu dışlar ve çocuğun beceriksiz, tembel ve haylaz bir çocuk olduğu kanısına varırlar. Ishaan'ın abisi derslerinde çok başarılı bir çocuktur. Babası Ishaan'a sürekli abisini göstererek onun gibi olması gerektiği yönünde telkinlerde bulunur. Ama bir süre sonra bu telkinlerle yetinmez ve Ishaan’ı yatılı bir okula gönderme kararı alır. Yatılı okul sonrası hayat gittikçe anlamsızlaşır onun için. Kendini herkesten soyutlar ve gittikçe içine kapanır. Fonda çalan müziğin sözleri de Ishaan’ın acısına tercüman olur:

“Boş kaldı gözlerim gözyaşlarım bile terk etti beni sessizlik doldurdu kalbimi hissetmiyorum artık ne acı, ne his… Terk etti beni bütün duygular sanki boşluktayım; sen her şeyi hissederdin anne, değil mi anne?”


 Film duygu dolu bu sahnelerinin ardından, okula yeni gelen resim öğretmeni Nikumbh (Aamir Khan) ile umut dolu bir yöne doğru ilerler. Çünkü bu öğretmen sayesinde Ishaan’ın hayatı değişir. Nikumbh, onu her haliyle anlayabilen ilk öğretmeni olacaktır. Ishaan’ı okulda, hocalarının gözünde ve ailesinin nezdinde beklenmeyen bir yere getirmeyi başararak bize de hoş bir final yaşatacaktır: Hoş ve etkisinden epey bir süre çıkılamayacak bir final. Herkesin kendini, hayatını, çocukluğunu, ilkokul çağlarını sorguladığı bir final… 

Ne de olsa sosyal bir varlık olan insan; yaşadığı, büyüdüğü ve tercih ettiği çevrenin etkisiyle bir kimlik kazanır. Bu doğrultuda hayatına devam eder. Birey kendine has karakterini, öncelikle ailesinden sonrasında ise çevresel unsurlardan edindiği özelliklerle şekillendirmeye başlar. Bu çevresel unsurlardan biri de okullar, okullarda alınan eğitimdir. Günümüzdeki eğitim kurumları ise, rekabete dayalı, ezbere dayanan bir müfredatla çocuklarımızı, zihinlerinde hayat boyu taşıyacakları izlerle yaşamaya mecbur bırakmaktadırlar. Okuma ve yazmayı geç kavrayabilen bir çocuk görüldüğünde "tembel" diye adlandırılır. Tersine öğretmenlerin "tembel" veya "çalışkan" diye adlandırıldığı görülmez. 

İşte bu ve bunun gibi yapılacak pek çok değerlendirme ve özeleştiri için, küçücük bir çocuğun mükemmel bir şekilde canlandırdığı karakter için ve de sıcacık bir film olduğu için tüm ailelere ve tüm sinemaseverlere tarafımdan şiddetle tavsiye edilir. 

Hiç yorum yok :

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...