Ocak 08, 2013

İşimiz halden anlamak


Bugünler de bu slogan dikkatinizi çekti mi bilmem. Hayatta o kadar çok şey olurken gündem sürekli değişirken, ülkeler savaşırken, zamlar yeterli bulunmazken, öğretmenler atanamıyoruz diye her gün eylem yaparken, Cem Yılmazın oğlu Kemal bebeğin ilk görüntüsü çıkmışken, Beren Saat ve Tuba Büyüküstün ekrana yeniden dönmüşken, haberlerde sürekli kara kış kapıda bugün yarın kar hayatı felç edecek söylemleri yayınlanırken, benim en çok ilgimi çeken olay gündemin tamamen gerisinde kalmış olan Vakıfbankın ‘’ işimiz halden anlamak’’ sloganıyla yapmış olduğu reklam: Şamil Şener ve hayatımda hiç duymadığım kadar içten bir inşallahhh diyen kızı. Küçük kız, sen her ekrana çıktığında yarım dakika bile konuşmuyorsun, ama öyle yürekten öyle içten ifade ediyorsun ki duygularını,  ettiğin iki üç kelime benim beynimde dopdolu içeriği olan kalın bir romana dönüşüyor. Sen her ekrana çıktığında ben de seninle birlikte dua ediyorum. Ben de inşallahhhh doktor olursun diyorum. Senin gibi içten derin bir söylemle ediyorum duamı ki kabul olsun Ama seni kıskanmıyor da değilim. Senin ve kardeşlerin için okul yaptıran bir baba... Elindekileri satan ne var ne yoksa sizin için, cahil kalmamanız için harcayan bir baba… Öyle bir baba ki beynimizde ve kalbimizde tam bir ters köşe yapıyor. Bunca yıl haberlerde izlediğimiz doğudakilerden çok farklı bir baba. Biz haberlerde oralarda ya töre cinayetleri işleten babaları ya da çocuk yaşta kızlarını evlendirip başlık paralarını alanlarını gördük. Bize böyle güzel babalarında olduğunu pek yansıtmadılar. Her seferinde doğu ile batı arasında büyük bir uçurum var diye gözümüze gözümüze soktular. Batıdakiler daha doğrusu batıdaki zenginler "in " doğudaki fakirler de "out" oldu çok zaman. Aynı ülkede sınırlar ötesi bir farklılık yaratmak. Ama nasıl bu farklılık olmasın ki buralarda bir çantaya verilen para ile orada koca bir aile değil kocaman birkaç aile geçinmek zorunda. Orada okul istiyorsan böyle kocaman yürekli bir baban olmalı ki varını yoğunu satsın sana okul yapsın üstelik zorunlu eğitim varken. Eğitim zorunlu ama okul yok okul olsa da atanan öğretmen yok.

Bu kadar büyük dengesizlikler içinde okumak, sonra iş bulmak, sonra o işte devamlılık sağlamak, sonra hayat kurmak o kadar zor ki.. çünkü "İŞİMİZ HİÇ BİR ZAMAN HALDEN ANLAMAK" olmadı. Çünkü biz hep kendimizi düşünen olduk. Etrafımızı görmezden gelerek en kolay yolu seçtik. Böyle olunca da dengesizlikler çığır açtı. Bugün bölüm başı milyarlar alan oyuncuların çok uzun saatler çalışıyoruz diye yakınmaları daha acıklı bizim için. Çünkü biz hep bize dayatılana üzülürüz. Bizim ülkemizde Milyonlarca insan ya depremden ya iç savaştan ya açlıktan ya trafik magandasından ölür ama biz dizide ölen bir karakter için ağlarız sızlarız daha da ileri gidip cenaze namazını kıldırırız.

Biraz fazla garibiz değil mi?? Ya da fazla bencil?? Ya da fazla kör??

Hiç yorum yok :

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...