Ocak 24, 2013

Şeker Portakalı


 
Küçük bir çocukken belki şimdikinden çok daha iyi bir kitap okuyucusuydum. O yaşta beni görenler alim olacağıma kanaat getirmişlerdi. Neredeyse bütün zamanımı kitap okumaya harcıyordum. Sınav zamanları ders çalışıyorum bahanesiyle defterlerimin arasına kitap sıkıştırıyor gizlice okumaya devam ediyordum. Evet sınav zamanları gizlice okuyordum; çünkü annem takipteydi. Arada bir de okul derslerine çalışmamın gerektiğini düşünüyordu. Sadece roman, hikaye okumak benim eğitim sürecim için yeterli olmazdı.
Ben İstanbul’da dünyaya geldim. Ama ilkokula başlamamdan bir ay sonra babamın tayini ile Mardin’e gittik. Orda üç sene kaldık. Sonra tayinimiz Ankara’ya çıktı. Anlayacağınız tam bir kültür şoku dönemimdi. İstanbul’dan Mardin’ e git. Bocala bocala. Tam alış. Hadi bu sefer yeniden büyük şehre gel. Mardin’de kaldığımız süre içerisinde sık sık öğretmensiz kalmıştım. O zamanlar sürekli boş geçen dersleri kafaya taktığımda söylenemezdi. Hatta çok da mutlu oluyordum. Ama Ankara’ya geldiğim ilk yıl, yaşıtlarımdan geride kaldığımı fark edince boş derslere sevinmenin pek de akıllıca olmadığını anladım. Sonuç olarak yaşadığım bu kültür şoklarının beni okumaya itmesi gibi olumlu bir yanı oldu. Kitaplarımla aramda kendimce bir dünya kurdum. Hikayelerdeki karakterler en yakın arkadaşlarım oluyordu; onlarla üzülüyor, onlarla gülüyordum. Brezilyalı ünlü yazar Jose Mauro de Vasconcelos’un  "Şeker Portakalı" isimli kitabı da büyüsüne kapıldığım kitaplardan biri oldu. Hikayenin başkahramanı olan Zeze’yle uzun yıllar unutamayacağım bir arkadaşlık bağı kurdum. Onun hikayesinden çok etkilendim. Şeker Portakalı bulamadım ama   bir çiçekle dertleşmeye başladım, kafamda hayali kahramanlar yarattım, onunla hastalandım, onun yemek yemediği zamanlarda ben de aç kalmayı tercih ettim. En önemlisi onunla olgunlaştım.
 Daha sonraki yıllarda benim için özel bir yeri olan bu kitap pek çok çocuğu da etkilemiş olacak ki; Milli Eğitim Bakanlığı’nın 100 Temel Eseri içerisinde yer aldı. Ama dün okuduğum bir haber bende büyük bir şaşkınlık yarattı. Şeker Portakalı kitabını derste ödev olarak okutan bir öğretmene, kitabın müstehcen olduğu gerekçesiyle soruşturma açılmış.  İstanbul’da Bahçelievler semtinde Behiye Doktor Nevhiz Işıl İlköğretim Okulu'ndaki 7. sınıf Türkçe öğretmeni öğrencilerinden performans ödevi olarak bu kitabı okumalarını istemiş. Velilerden biri de, kitabı okuduğunu ve şaşırdığını, kitabın Türk örf ve ananelerine aykırı içeriğe sahip olduğunu, içinde birçok argo sözcük ve küfür barındırdığını belirterek öğretmen hakkında soruşturma açılmasını istemiş. İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü de öğretmen hakkında, kitabı neden tavsiye ettiği ile ilgili olarak soruşturma açmış. Soruşturma henüz tamamlanmamış.
Bu nasıl bir çelişkidir. Sen bir Bakanlık olarak bu esere 100 temel eser içerisinde yer ver, sonra da sana bağlı bir Müdürlük bu eseri ödev veren öğretmene soruşturma açsın. Bu haberi okuyunca veliye mi yoksa İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü’ne  mi daha çok şaşırayım bilemedim. Çünkü ben bu kitabı yıllar önce okumuştum ama o zamanki düşüncelerim hala dün gibi aklımda. Çocuk aklımla tüm velilerin bu kitabı okuması gerektiğini düşünmüştüm. Bana göre çoğu ebeveyn bu kitabı okuyarak bir türlü anlamlandırmayı başaramadığı çocuk dünyasının içine rahatlıkla süzülebilecekti. Bu kitap onlar için çocuklarının iç dünyalarının kapılarını açan bir anahtar olacaktı. 
 Sonuçta dönüp kendime bakıyorum. Bu kitabı okuduktan sonra bir küfürbaz olmadım, kaldı ki küfür her yerde. Sokaklarda ya da okullarda duyduğum küfürlerden çok daha azı vardı bu kitapta. Ben kitabın argosuna takılmak yerine bana sunduğu ana fikri anlamaya çalıştım: Kitapta çocuklara gereken ilgi ve şefkatin gösterilmesinin ne kadar da önemli olduğu vurgulanmıştı. Bende kitabı bitirdiğimde olumsuz etkilenmek yerine beni anlamaya çalışan bir ailem olduğu için şükretmiştim.  Bunun için şimdi o veli karşımda olsa yargılamak her zaman kolay olandır, keşke bu sefer yargılamak yerine anlamayı tercih etseydiniz derdim sanırım…

3 yorum :

gülelim gülüşelim dedi ki...

Güzel bir yazı. Beğeniyle okudum. Tebrikler. Sizi de benim bloguma beklerim. Dost selamlar.
www.erhantigli.blogspot.com

Adsız dedi ki...

çok güzel bir kitap

Unknown dedi ki...

kesinlikle çok güzeldii

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...