Şubat 14, 2013

BRUNO'NUN HEYKEL BAHÇESİ



Hayatta bazı günler var ki hem varlığından hoşnut olmazsınız, hem de öyle bilinçaltınıza işletmiştir ki reklamlar; bir şey de yapmadan duramazsınız. Yapamazsanız da yapmak istersiniz. Sönük sıradan olması yerine, illa ki bir rengi olsun o günün istersiniz. Bugün de o günlerden biri işte. Günlerdir reklamı yapılan gün geldi de çattı.

Sabah işe gelirken hayatımda görmediğim kadar çiçekçi gördüm sanırım. Elleri çiçeklerle dolu kuryeler siparişdağıtımına başlamıştı. Biriyle aynı dolmuştaydık. Burnuma müthiş acı bir sprey kokusu gelene kadar fark etmedim çiçekleri. Sonra bu koku nedir diye bakınırken gördüm. Çok güzeldiler diyemeyeceğim. Çünkü mis gibi kokması gereken çiçekler biber gazı misali bir koku dağıtıyorlardı etrafa. O çiçekleri görünce işin ticari kısmından çok uzaklarda yemyeşil bol çiçekli bir bahçe içinde olmak istedim: gerçek çiçek kokularını duyabilmek, o mis kokuları içime kadar çekebilmek için.. Ama sade bir bahçede olmayayım içinde biraz da sanat olsun istedim. Böyle mis kokular içinde hayallerken kendimi aklıma belki daha çok da kalbime Bruno’nun Sanat Bahçesi geldi. Şimdi orada olmak vardı. Şu güzel havada yeşille sanatı bir arada ruhuma işletmek; vereceği enerjiyle yükseldikçe yükselebilmek vardı. Hiç görmesem de Bruno’nun bahçesinin böyle bir enerji yayacağına inanıyorum. Çünkü Bruno’nun da hayata benim baktığım pencereden baktığını düşünüyorum. Deli deliyi gözlerinden tanırmış ne de olsa..


Peki tanımayanlar için kimdir bu Bruno?

Güney Amerika’da doğmuş olan Bruno Torfs heykeltıraşve ressamdır. Şu anda Avusturalya’da yaşayan sanatçı, burada Marysville’ın Victoria kasabasında oluşturduğu heykel bahçesi ile adını duyurmuştur. İlhamını dünyanın farklı yerlerine yaptığı seyahatlerden, doğadan ve doğaya duyduğu sevgiden aldığınısöyleyen Torfs’un bahçesinde masal ve mizah kahramanları yaşamaktadır. İzleyicilerine adeta sihirli bir dünyanın kapısını açan Bruno’nun Sanat ve Heykel Bahçesi içinde irili ufaklı 300'den fazla heykel bulunmaktadır. Aslında çok az sayıda heykelle başladığı bu projenin gördüğü yoğun ilgiden etkilenmiş; bu nedenle de eser sayısını sürekli olarak arttırmıştır. Böylelikle Bruno, tropik ormanın içine ağaç oymacılığı ile yaptığı heykelleri ile dünyada bir ilk olmuştur.

İşte bunun için yaşarken görmek istediğim yerlerden biri de Bruno’nun Heykel Bahçesidir. Fotoğraflarına bakarken bile hayran kaldığım heyecanlandığım bu mekanı bir de direk teneffüs etsem kimbilirnerelere alır götürür beni. Nasıl huzurla dolar içim.. Pek çok masal kahramanımla buluşmak ne kadar çocuklaştırır acaba beni.??

Şimdilik cevapları bilmiyorum ama birgün gidip görmüş ve bu sorulara verilecek cevapları bulmuş olmayı ümit ediyorum..





Hiç yorum yok :

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...